Bilişim Hukuku – Bilişim Ceza Hukuku – Ceza Hukuku – İş Hukuku

Fikri Mülkiyet Hukuku
Fikri Mülkiyet Hukuku, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Marka-Patent mevzuatı kapsamında müvekkillere fikri ve sınai haklarının ihlalinin engellenmesi için hukuki danışmanlık hizmeti verilmektedir. Fikri ve sınai hakların ihlali karşısında cezai ve hukuki süreçlerin başlatılması ve davaların takibi sağlanmaktadır. İnternet ortamında, marka hakkı ihlalleri, haksız rekabet ve telif hakkı ihlalleri hususunda şirketlere ve şahıslara hukuki danışmanlık hizmeti verilmektedir.

Fikri ve sınai haklar günümüz hukuk sisteminde mülkiyet hakkının “görünmez” başka bir ifadeyle “elle tutulmaz” yanını oluşturmaktadır. Gayrimaddi malvarlığı hakkı olarak kategorize edilen fikri ve sınai haklar, Sanayi Devrimi sonrasında son derece önemli bir hale gelmiştir.

Fikri haklar, entelektüel yani düşünsel bir hak olup, geçmişi insanlığın tarihi kadar eskidir. İnsan var oluşunun başından yok oluşuna kadar düşünsel birçok ürün ortaya koymuştur. Bu ürünleri sadece mülkiyet hakkı ile korumak, insanlığın düşünsel gelişimi ve emeğin korunması açısından da doğru olmadığından fikri haklar kavramı ortaya atılmıştır. Ülkemizde fikri haklara ilişkin ilk mevzuat çalışması Nazi Almanya’sından kaçan ülkemizde uzun yıllar hukuk profesörlüğü yapan Ernst Hirsch tarafından hazırlanan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’dur. 1951 yılından bu yana fikri haklar, FSEK kapsamında korunmaktadır. FSEK, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını ile komşu ve bağlantılı haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, mali ve manevi haklar ile komşu ve bağlantılı hakların ihlali halinde uygulanacak yaptırımları düzenlemektedir.  Fikri haklar FSEK kapsamında ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri, derleme eser ve işleme eser olarak kategorize edilmiştir. Ülkemizde genel kanı olarak bilgisayar programlarının “patent” koruması altında korunacağı hatalı olarak düşünülse de aslında bilgisayar programları, içeriğine göre değişken olmakla birlikte ilim ve edebiyat eserleri ya da sinema eserleri olarak korunmaktadır.

Sınai haklar, endüstriyel bir hak olup, geçmişi insanlığın üretim yapmasına kadar dayanmaktadır. Ancak endüstriyel yani sınai mülkiyet hakkı esas anlamda Sanayi Devrimi sonrası seri üretimin artması, yeni icatların yapılması, bilim ve teknolojinin ilerlemesi, üretim ve pazarlama teknolojilerinin gelişmesi, şehirleşmenin başlaması, alım gücünün artması yani kısaca kapitalizmin yükselişe geçmesi sonucu önem kazanmıştır. Teşebbüsler, yeni icatlar yapmış, yeni ürünler geliştirmiş; bu yenilikleri daha ileriye taşıyabilmek ve gelir elde edebilmek adına bu icatların kendilerine ait olduğunu, kendisinden izinsiz geliştirilemeyeceğini ve kullanılamayacağını temin etmek için “patent” kavramı ortaya atılmıştır. Yine teşebbüsler, ürettikleri ürünlerin piyasadaki diğer ürünlerden veya hizmetlerden ayrılabilmesi amacıyla bir takım işaretler ya da sözcükler kullanmış; bu sözcük ya da işaret altında başka ürün üretilmemesini veya hizmet sunulmamasını temin etmek için “marka” kavramı ortaya atılmıştır. Yine benzer biçimde bir ürünün coğrafi kaynağını, yöresini, bölgesini, ülkesini belirtmek amacıyla mahreç işareti veya menşe adı olarak tescil edilebilen “coğrafi işaret” kavramı sınai mülkiyet haklarından birisidir. Yine endüstriyel tasarım, geleneksel ürün adı ve faydalı model de sınai mülkiyet haklarının kapsamına girmektedir. Ülkemizde sınai mülkiyet hakları 2016 yılına kadar 1995 yılında Avrupa Birliği uyum çalışmaları kapsamında yürürlüğe koyulan Kanun Hükmünde Kararnameler ile korunmakta iken, gerek Avrupa Birliği’nin yeni Marka Tüzüğü’ne uyum gerekse Kanun Hükmünde Kararname ile temel hak ve özgürlüklerin düzenlenemeyeceği hukuki gerçeği sebebiyle, modern hukuk sistemlerine uygun kodifikasyon çalışmaları sonucunda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girmiştir.

Biz ne yapıyoruz

Hukuk büromuz tarafından, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu düzenlemeleri kapsamında gerçek ve tüzel kişilere fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması, fikri ve sınai mülkiyet haklarının ihlalinin önüne geçilmesi amacıyla düzenlemeler yapılması, fikri ve sınai haklara ilişkin özellikle eserler bakımından ruhsat, markalar bakımından lisans sözleşmelerinin hazırlanması, e-ticaret portallarının fikri ve sınai mülkiyet hakkı ihlallerinden sorumluluğuna ilişkin gerekli uyum çalışmalarının yürütülmesi, fikri ve sınai mülkiyet hakkı ihlallerinde savcılık soruşturma işlemlerinin başlatılması, men, ref ve tazminat davalarının açılması ve takip edilmesi, kovuşturma işlemlerinin yürütülmesi, Türk Patent ve Marka Kurumu (eski adıyla Türk Patent Enstitüsü) nezdinde marka, patent, tasarım, faydalı model, coğrafi işaret, geleneksel ürün adı tescil işlemlerinin yürütülmesi, Türk Patent ve Marka Kurumu’nda yayına itiraz, itiraza karşı görüş bildirme, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz ve YİDK kararına karşı iptal davası açılması gibi işlemlerin yürütülmesi, marka hükümsüzlük davalarının açılması gibi hususlarda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti verilmektedir.