Bilişim Hukuku – Bilişim Ceza Hukuku – Ceza Hukuku – İş Hukuku

Sahte Profil Veya Sahte E.Posta Hesabı Oluşturmak Suç Sayılabilir Mi?

Gün geçtikçe artan internet üzerinden sosyalleşme arzusu bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Son zamanlarda çok sık yaşanan olaylardan biri de sosyal paylaşım siteleri ya da e-posta hesaplarında oluşturulan sahte hesaplar ve gruplardır. Bir bakmışınız, bilmediğiniz biri sizin adınıza bir hesap açmış ve resimlerinizi eklemiş olabilir. Ya da şirketiniz adına bir grup açılmış ve istemediğiniz yorumlar yapılmış olabilir.
Bazen de mizah yeteneği yüksek veya sizi çekemeyen bir arkadaşınız tarafından, adınıza bir grup açılmış, özel hayatınızın ifşa edilmiş, kişiliğiniz rencide edilmiş ve istemediğiniz yüzlerce kişi adınızın geçtiği bu gruba katılmış olabilir.
Bu yazımda bu tür olaylar karşısında, hukuk sistemimizin hangi aşamalarda devreye girdiğini ve önlem aldığını, hangi olaylarda ne gibi sorumluluk doğabileceğini değerlendirmeye çalışacağım.
Sahte profil ya da e-posta hesabı oluşturmak başlı başına Türk Ceza kanununda düzenlenen bir suç tipi henüz değildir. Bir başka deyişle; internet üzerinden sahte profil veya sahte bir hesap oluşturmak Türk ceza kanununda tanımlanmamıştır. Sonuç olarak; internette sahte profil açmak ya da sahte bir e-posta hesabı oluşturmanın cezai müeyyidesi yoktur.
Her ne kadar kanun koyucu bu tür bir hareketi özel suç kapsamında değerlendirmese de Türk Ceza kanunun Genel hükümleri kapsamında, ortaya çıkarabileceği sonuçlara göre birtakım cezai yaptırım ile karşı karşıya kalınabilir.
Buna göre; bir kişi adına açılan profil hesabında, o kişinin fotoğrafı, kimlik bilgileri, kişisel e-posta hesabı, meslek bilgileri yani o kişiyi tanımlamaya yarayacak birtakım kişisel bilgiler hukuka aykırı olarak kaydedilmiş ise TCK 135/1’e göre aykırılık teşkil edebilecektir. Buna göre; hukuka aykırı olarak bir kişinin kişisel verilerini kaydeden kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilebilecektir. Bu tür kişisel bilgilerin yer aldığı, profil hesaplarının, yine farklı kişilere yayılmasını sağlayanlarda cezai sorumluluk altına girebileceklerdir. Buna göre; kişisel bilgilerin yer aldığı bu profil hesapların veya grupların, hukuka aykırı olarak başka kişilere yayılmasını sağlayanlar TCK 136 gereği bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına mahkûm olabileceklerdir.
Adınıza oluşturulan bu sahte profil hesabı yüzünden, arkadaşlarınız hileyle kandırılmış ve zarara uğramış ya da sizin adınıza çeşitli kurum veya şirketlerle iletişim kurularak birtakım işlemler yapılmış ve bu şirketler de zarara uğramış olabilir. Bu sayede, sizin adınıza hareketle menfaat elde eden kişi hakkında “bilişim sistemlerini kullanarak dolandırıcılık” suçu meydana gelecek ve buna göre üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilecektir. Nitekim burada elde edilecek menfaatin, ille de maddi bir menfaat olması şart değildir.
Oluşturulan bu sahte profil hesaplarında ya da gruplarda kişi/lerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek yazılar da yer alabilmektedir. Hatta bazı gruplarda hakaret tek bir kişiden yapılmamakta, gruba veya profil hesabına üye olan birçok kişi tarafından da yapılabilmektedir. Bu durumda; TCK 125/1 gereği bir kimseye ya da kuruma onur, şeref ve saygınlığını bozacak şekilde saldırıda bulunana üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunabilir.
Fakat her zaman TCK 125/1 gereği hakaret suçu oluşmayabilir. Örneğin; Toplumca tanınmış bir kişinin, haberi olmadan oluşturulan sahte bir profilde, o kişi ve mesleği hakkında yalan yanlış bilgiler, hakaret unsuru içermeyen rencide edici yazılar yer alabilmektedir. Nitekim en çok karşılaşılan sorunlardan biri de budur. Özellikle belirli bir meslek sayesinde ünlenmiş birtakım kişiler hakkında, bu şekilde gruplar, profil hesapları ile kişilik haklarına saldırı da bulunulabilmektedir. Bu halde; Medeni Kanunun 24. Maddesi gereği hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden saldırıda bulunanlara karşı koruma isteyebilecektir. Bu durumda, sahte profilin yayınlanması hâkim kararı ile engellenebilecektir. Ayrıca saldırıda bulunan aleyhine yani içerik sağlayıcısına veya şartlar oluşmuş ise ilgili içeriği umuma yayan site sahibine karşı, somut olayın şartlarına göre maddi ve manevi tazminat davası açılabilecektir. Fakat böyle bir durumla karşılaşılmasında başvurulması gereken ilk yol ilgili internet sitesi yöneticisinden, sahte oluşturulan bu hesabın kaldırılmasına yönelik olmalıdır.
Oluşturulan bu sahte profillerde, o kişinin özel hayatına ilişkin birtakım bilgiler, fotoğraflar veya videolar da yer alabilmektedir. Böyle bir durumda, Ceza kanunumuz özel hayatın gizliliğinin ihlalini suç olarak tanımladığı gibi bu tür görüntülerin veya seslerin oluşturulan sahte profil veya sahte grup hesapları aracılığıyla ifşa edilmesi durumunda, faile TCK 134/2 gereği bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilebilecektir.
Bazı durumlarda ise ölmüş bir kişi adına sahte profil, sahte grup hesapları oluşturulmaktadır. Bu hesaplarda, ölen kişinin hatırasına, kazanımlarına vs hakaret edilmektedir. Bu durumda; TCK 130/1 gereği bir kimsenin öldükten sonra hatırasına hakaret eden kişi üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılabilecektir. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi örneğin; internette binlerce kişiye yayılarak yapılması halinde altıda bir oranında artırılacaktır.
Bazen de oluşturulan sahte profil hesaplarında, kişiler hakkında iftiraya varan yalan haber ya da yazılar yer almaktadır. Hukuka aykırı, gerçek olmayan bu tür isnatlar yüzünden bir kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlanması ya da idari yaptırım uygulanması halinde, isnadı yapan kişi aleyhine TCK 267/1 gereğince bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilebilecektir. Özellikle İnternet yoluyla yapılan ve hızla yayılan bu tür iftira nedeniyle, iftiraya maruz kalan kişinin tutuklanması veya gözaltına alınması durumunda, şayet fiilin işlenmediğinden dolayı beraat kararı verilir ise iftira eden kişi aleyhine, ayrıca TCK 267/2 gereği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak hüküm verilebilecektir.
Bir diğer karşılaşılan olay da tüzel kişiler hakkında sahte gruplar kurulup yorumlar yapılmaktadır. Bu tür sahte gruplarda, şirket yetkilisinin haberi olmadan yalan yanlış o şirket, ürün yâda mal hakkında bilgiler verilmekte ve kullanıcılar yorum yapmaktadır. Bu haberler bir anda gerek yurt içinde gerekse yurt dışında milyonlarca kişiye ulaşabilmektedir. Böyle bir durumda, ilgili şirketin besin veya başka malları ya da çalışanlarının ücretlerinin artıp eksilmesine sebep olunabilir. Bu maksatlı yanıltıcı beyanlarda bulunan kişiler cezai sorumluluk altına girebileceklerdir. Buna göre; TCK 237 gereği yalan haber ve havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası verilebilecektir.
Şayet sahte grup hesabı oluşturulan şirket, halka açık bir şirket, bir başka deyişle İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem görmekte ise, kısa zamanda kitlelere ulaşan bu yalan ve gerçeğe aykırı haberler yüzünden şirket değerinde manipülasyon meydana gelebilir. Şirketin hisseleri, yayılan bu haberler sonucunda değer kaybedebilir ve ortaklarını zarara uğratabilir. Sonuçta bunu yazan ve dağıtanlar hakkında Sermaye Piyasası Kanunu İlgili maddeleri gereği 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve para cezasına hükmedilebilecektir.
Sahte profil, grup ya da e-posta hesabı ile kitlelere ulaşmak, çok kolay olduğundan, bazı şirketler yâda kişiler bu durumu fırsat bilmekte ve rakip firmaların ticari itibarını zedelemek için bu yola başvurabilmektedirler. Şirket mallarını kötüleyen, yanıltıcı bilgiler içeren ve şirket itibarını zedeleyici yazıların veya görsellerin yayınlanması dolayısıyla Türk Ticaret Kanunun madde 57 ve devamındaki haksız rekabet hükümlerine göre; ilgili kişiye bir aydan bir yıla kadar hapis veya beş yüz liradan on bin liraya kadar adli para cezası veya her ikisine de hükmedilebilecektir.
Sonuç olarak; her ne kadar sahte profil, sahte grup, sahte e-posta oluşturmak ceza kanunumuzda özel ve yaptırımları ağır bir suç tipi olarak yer almasa da, doğurabileceği muhtemel sonuçlar açısından Ceza hukukumuz tarafından yaptırıma bağlanmıştır. Özellikle web2.0 dediğimiz ikinci nesil internet hizmetleri ile toplumsal iletişim sitelerinin ortaya çıkması internet kullanıcılarının da sorumluluk altına girmesine sebep olmaktadır. Yukarıda bahsetmeye çalıştığım birçok durumda, o gruba ya da profil hesabına yapılacak hukuka aykırı bir yazı, yorum veya eklenecek video ya da fotoğraf yüzünden, içeriği ekleyen kişi cezai sorumluluk altına girilebilecektir. Bu da aklımıza, Bilişim Çağında her internet kullanıcısının bir içerik danışmanı mı bulundurması gerekli sorusunu getirmektedir.
Stj.Av. F. Ünsal Özmestik
Çengelköy/2009