Bilişim Hukuku – Bilişim Ceza Hukuku – Ceza Hukuku – İş Hukuku

İnternet Ve Avukatlık Mesleği

Yeni medyanın avantajlarından bu denli yararlanabilen ve kendini gelişerek ve sürekli yenileyerek ifade edebilen avukatın mevcut kanunlar gereği reklam yasakları ve uyması gereken kurallar hayli katıdır.
Avukatlık kanunu 55. Maddesine göre; “Avukatların iş elde etmek için, reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kâğıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.” Zira avukatlık bir ticarethane değil avukat ta tacir sıfatına haiz değildir.

Yine Türkiye Barolar Birliğinin reklam yasağı yönetmeliği 1. Maddesine göre: “Bu yönetmeliğin amacı; bu yönetmelik kapsamında olanların, iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü girişim ve eylemde bulunmalarının önlenmesidir….” Bu maddelere göre avukatın işi hayli zordur. Çünkü reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve hareket ne demektir? Gerek kanun gerekse yönetmelik maddelerinin bu kadar muğlak ve yoruma açık olması, kanunun uygulayıcılarına büyük bir inisiyatif vermektedir.
Bir avukatın interneti kullanış biçimi, Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı yönetmeliğinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Yönetmelik en son 07.09.2010 tarihinde birkaç ufak değişikliğe uğramıştır. Bu değişiklikler arasında en önemlisi ise avukatlara “.av.tr” uzantılı alan adı alma zorunluluğu kaldırılmıştır. Buna göre Yönetmeliğin internet başlıklı eski 9/2. Maddesi; “Mesleki faaliyetlerini internet üzerinden sürdürmek, müvekkillerini bilgilendirmek, mesleki makalelerini ve bilimsel çalışmalarını yayınlamak amacıyla yalnızca [av.tr] uzantılı internet sitesi açabilir. Tabelada, basılı evraklarında ve internet sitesinde sadece av.tr uzantılı veya Türkiye Barolar Birliğinin ya da bağlı bulunduğu barosunun verdiği e-posta adreslerini kullanabilir….” Şeklinde iken yeni maddede 9 uncu maddesinin; ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasının (a) bendine “e-posta adresi” ibaresinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ibare eklenmiştir.
“Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, mesleki faaliyetlerini internet üzerinden sürdürmek, müvekkillerini bilgilendirmek, mesleki makalelerini ve bilimsel çalışmalarını yayımlamak amacıyla internet sitesi açabilir. Tabelada, basılı evraklarında ve internet sitesinde tercih ettiği e-posta adreslerini kullanabilir. İnternet sitesi üzerinden mesleki faaliyetini yürütürken avukatlık mesleğinin onur ve kurallarına, avukat unvanının gerektirdiği saygı ve güvene aykırı olmamak şartı ve gerekli güvenlik tedbirlerini alarak, sır saklama yükümlülüğüne uygun davranmak kaydı ile internetin kendine özgü araçlarını ve sadece ilgili kişinin ulaşabileceği, şifre-algoritma ile korunan internet sitesinin geri planında kişiselleştirilmiş “sanal ofis” benzeri uygulamaları kullanabilir. Bu uygulamalar ilgilisinin dışındakilerin kullanımına açılamaz.”
Buna göre “av.tr” uzantısı dışında bir internet sitesinden, avukatın mesleki faaliyetini sürdürmesi yasağı yerinde olarak kaldırılmıştır. Kanaatimce kaldırılmasının en önemli sebeplerinden biri yönetmelik, avukatın reklam yasağını düzenlemiştir. Ancak .com, .net, .biz uzantılı alan adlarını kullanmanın reklam yasağı ile bir ilgisi yoktur. Yine eski yönetmelikte avukatın, günümüz haberleşme araçlarından biri olan elektronik posta adresi uzantısına da karışılmaktaydı. Yine bu madde de görüleceği üzere bu sınırlama da kaldırılmıştır.
Ancak bu değişikler gelişen teknoloji karşısında avukatın interneti çok yönlü kullanmasına sadece merhem olmuştur. Bu konuda değiştirilmesi gereken daha maddeler vardır. Değiştirilmeden aynen kalan maddelere şöyle bir bakalım;
Yönetmeliğin 9. Maddesinin üçüncü fıkrasına göre;
Bu Yönetmelik kapsamında olanlar açacakları internet sitelerinde;
a) Site sahibi ya da sahiplerinin adı soyadı varsa akademik unvanı, avukatlık ortaklığı ise tescil unvanı, avukatlık bürosu ise büro unvanı, fotoğrafı, Türkiye Barolar Birliği ve baro sicil numaraları, mesleğe başlama tarihi, mezun oldukları üniversite, bildikleri yabancı dil, mesleki faaliyetin yürütüldüğü büro adresi, telefon ve faks numaraları, e-posta adresi gibi bilgilerin bulunmasını sağlar,
b) İş sağlama amacına yönelik olmamak ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açmamak kaydıyla internet sitelerini arama motorlarına kayıt ederken anahtar kelime (keyword) olarak; “adı ve soyadı”, “avukatlık ortaklığı unvanı”,”avukatlık bürosu unvanı”, “bulunduğu şehir ve kayıtlı oldukları baro” “avukat, hukuk, hukukçu, adalet, savunma, iddia, eşitlik, hak” dışında bir sözcük ya da tanıtım tümcesi kullanamaz,
c) İş sağlama amacına yönelik ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açacak şekilde, internet kullanıcılarını kendi sitesine veya kendi sitesinden bir başka siteye yönlendirecek internet kısa yolları kullanamaz, kullanılmasına izin veremez ve reklam veremez ve alamaz.
Yukarıdaki fıkralar incelendiğinde bir avukatın teknolojinin en son imkânlarından faydalanması hayli sıkıntılı ve dardır. Zira uygulamada avukatların yukarıda belirtilen maddelere harfiyen uyduğunu söylemek mümkün değildir.
İnternet ortamında reklam yasağı ve haksız rekabet çok farklı şekillerde ihlal edilmektedir. Örneğin: herkes tarafından bilenen http://www.legal500.com/ veya buna benzer çeşitli internet sitelerinde birçok avukat ve avukatlık bürosunun reklamı yapılmaktadır. Avukatlar bu şekildeki sitelere üye olabilmek için oldukça yüksek miktarlarda para ödemektedirler. Böylece ülkemiz dâhil tüm dünyada istedikleri dilden reklamları yapılmaktadır. Ayrıca birçok avukat, internet sitesinin bulunabilmesi ve daha önlerde çıkabilmesi için “adwords” reklamları kullanmaktadır. Böylece google arama motoruna “taşınmaz sorunum”, “miras taksim sözleşmesi” “boşanmak” gibi çeşitli hukuki tabirler yazınca sayfa kenarlarında reklam veren avukatların isimleri ve internet sitesi adresleri yer almaktadır. Yine google’da basit bir kelime araması ile sadece yönetmelikte bahsedilen “anahtar kelimelerin” kullanılmadığı da tespit edilebilecektir. Bir başka yöntem bazı avukatlık büroları internet sitesinde, vekâletini aldığı müvekkil şahısların, şirketlerin ad ve namlarını referans adı altında yayınlamaktadır. Çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde avukatlık büroları gruplar kurarak kendisini tanıtmaya çalışmaktadır. Fakat bir avukatlık bürosu herhangi bir yere reklam veremez veya herhangi bir yerden kendisine çıkar karşılığı iş gelmesi yasaktır. Bu durumlar da mevcut yasalar gereği çok ciddi olarak reklam yasağına aykırılık ve meslektaşlar arası haksız rekabet yaratmaktadır.
Tüm bu yasaklara uyulmamasının tespiti halinde, barolar tarafından re’sen soruşturma açılmaktadır. Bu soruşturmalar sonucunda çeşitli disiplin cezaları verilebilmektedir. Aynı zamanda işin içine reklam girdiği için haksız rekabet hükümleriyle de karşı karşıya kalınmaktadır.
Bir de avukatlık mesleğinde uzmanlaşmak ve bunu ifşa etmek yasaktır. Aslında İstanbul barosundan beklediğim, uzmanlaşmanın yasak olmaması konusunda çeşitli toplantılar yapıp avukatlar arası kamuoyu oluşturmasıdır. Çünkü Avukatlık Kanunu 55. maddesi ve devamı gereğince bir avukat, “Bilişim Avukatı”, “Spor hukuku alanında uzman” şeklinde bir kart bastıramaz. Tabelasına, ceza avukatı şeklinde bir ibare koyamaz. İnternet sitesinde uzmanlık alanlarını belirtemez.
Son zamanlarda avukatlar arasında bu yasaklar oldukça tartışılmaktadır. Benimde şahsi fikrime göre teknoloji bu kadar gelişirken avukatın bundan neredeyse kum tanesi kadar faydalanması kabul edilebilecek bir durum değildir. Avukatların reklam yasağı ilkesi, Kıta Avrupa’sı hukukunun geçerli olduğu ülkemizde tamamen kaldırılması düşünülmese de biraz daha hafifletilebilir. Fakat bir avukatın uzmanlaşmasının yasak olmasının mantığını savunmak hayli ilginçtir. Çünkü hukuk komplike bir bilimdir. Bu hali ile tıpkı tıp bilimine benzemektedir. Yani nasıl dişiniz ağrıdığında herhangi bir doktor yerine, diş doktoruna gidiyorsanız. Bir hukuki problem ile karşılaştığınızda, onu çözebilecek uzmanlaşmış bir avukattan yardım alınması gerekmektedir. Bu yardımı almak isteyen kişinin de o avukatı bulabilmesi için avukatın uzmanlık alanını ifşa etmesi gerekmektedir. (http://www.turkhukuksitesi.com/makale_1104.htm) Aksi halde zarar görecek kişi, hukuki yardım talebinde bulunan olacaktır.
Avukatlık mesleği, yargının üç kurucu unsurundan biri olduğundan dolayı haliyle uyması gereken ilkeleri ve kanunları da biraz daha farklı ve önem arz etmektedir. Sonuç olarak; Önemli olan bu kanunların gerçekten uygulanabilmesi, gelişen teknolojiye uygun olması ve en önemlisi avukatında da kendi kanununa inanmasıdır.
Av. F. Ünsal Özmestik