Bilişim Hukuku – Bilişim Ceza Hukuku – Ceza Hukuku – İş Hukuku

E-Ticaret bilgi sistemi tebliği ile amaçlanan nedir?

E-Ticaret bilgi sistemi tebliği ile amaçlanan nedir?

 

11 Ağustos 2017 tarihinde, Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi Ve Bildirim Yükümlülükleri Hakkında Tebliğ yayınlanmıştır. Bu yazımızda tebliğinin getirdiği yükümlülüklerin yanı sıra sektörle ilgili görüşlerimizi de paylaşacağız.

 

E-ticaret, ülkemizde henüz emekleme döneminde olan, klasik ticaretten %2-3 oranlarında pay alabilen bir sektördür. Ancak teknolojik gelişmeler ve gelişen ülkelerde e-ticaret sektöründe yaşanan inovasyonlar incelendiğinde, sektörün hızla yükseleceğini, hatta kısa süre içerisinde, hakim hale geleceği öngörülmektedir. Maalesef ülkemizde, bu tür gelişmeler yaşandığında ortaya çıkartılan sert regülasyonlar, sektörün gelişmesini engellemektedir. E-Ticaret bilgi sistemine ilişkin tebliğ ayrıntılı bir şekilde okunduğunda, dijital ortamda, gerçekleştirilecek tüm aktivite ve ticari alışverişin, idari otorite tarafından takip edilmek istendiği anlaşılmaktadır. Bu regülasyonun ağırlıklı olarak, vergi kayıplarının önüne geçilmesi için yapıldığı tahmin edilmektedir. Fakat daha fazla vergi toplayalım derken, sektörden hiç vergi alınamaması sorunsalı ile karşı karşıya kalınabileceği unutulmamalıdır.

 

ETBİS nedir?

 

ETBİS olarak kısaltılan “Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi”; Hizmet sağlayıcı[1] ve aracı hizmet sağlayıcıların[2] kayıt altına alınması, elektronik ticaret verilerinin toplanması, bu verilerin işlenerek istatistîkî bilgilerin üretilmesi amacıyla Bakanlık tarafından oluşturulan ve bu Tebliğ kapsamında kayıt ve bildirim yapılabilmesine imkan sağlayan bilgi sistemidir.

 

ETBİS’e kimler kayıt olmak zorunda?

 

Tebliğ’e göre Hizmet Sağlayıcılar, Aracı Hizmet Sağlayıcılar ve yurt dışında mukim bir aracı hizmet sağlayıcı üzerinden e-ticaret faaliyetinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nde mukim kişiler; e-Devlet üzerinden tacirler için MERSİS ve vergi kimlik numarası, esnaf ve zanaatkarlar için TC kimlik ve vergi kimlik numarası ile e-ticaret faaliyetinde kullandıkları mobil uygulama ve internet alan adı bilgileri girilerek kayıt olmak zorundadırlar.

 

ETBİS’e ne zamana kadar kayıt olunmalı?

 

Tebliğ’e göre yukarıda ETBİS’e kayıt zorunluluğu bulunan kişiler, faaliyete başlamadan ETBİS’e kayıt olmak zorundadırlar. Tebliğ’in yürürlüğe girdiği tarihte hali hazırda faaliyette olan kişiler için ise Tebliğ’de herhangi bir süre öngörülmemekle birlikte, ETBİS kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri bakımından 01.12.2017 tarihinden itibaren 30 günlük bir süre öngörülmüştür. Dolayısıyla hali hazırda faaliyette bulunan kişiler açısından da 31.12.2017 tarihine kadar ETBİS’e kayıt zorunludur. Ancak dikkat çekmemiz gerekir ki, 31.12.2017 tarihi hem ETBİS’e kayıt için hem de aşağıda açıklanan hususların bildirilmesi için son gündür.

 

ETBİS kapsamında Bakanlığa hangi hususlar bildirilecektir?

 

Tebliğ’e göre kayıt yükümlülüğü altında bulunan hizmet ve aracı hizmet sağlayıcılar tarafından;

-KEP adresi,

-E-ticaretin türü,(B2B mi yoksa B2C mi olduğu)

-E-ticaret dışındaki faaliyetler,(sözgelimi fiziki mağazacılık faaliyetleri)

-E-ticaret ortamında sunulan mal ve hizmetlerin türü,

-E-ticaret faaliyetlerinde kullanılan ödeme yöntemleri,(sanal pos, kapıda ödeme, banka havalesi, mail order vs.)

-E-ticaret ortamında ikinci el malların satılıp satılmadığı, satılıyor ise bu malların türü,

-Bankalar ile ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarından alınan hizmetlere ilişkin bilgiler,

-Bankalar ile ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları dışındaki ödeme hizmeti alınan kuruluşlardan alınan hizmetlere ilişkin bilgiler,

-Bankalar ile ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarının aracı olmadığı ödeme yöntemleri,

-M türü yetki belgesi ile faaliyette bulunan kargo ve lojistik işletmecilerinden alınan hizmetlere ilişkin bilgiler,

-E-ticaret altyapı sağlayıcılarına[3] ilişkin bilgiler,

-Kişisel veriler ile müşteri bilgilerinin tutulduğu veri tabanlarının bulunduğu ülke ve adres bilgileri,

-Sınır ötesi e-ticaret faaliyetinde bulunulması halinde ülke ve ödeme yöntemi bazında yıllık ticaret hacmi,

-Bakanlıkça gerekli görülen diğer bilgiler,

-Hizmet sağlayıcılar için geçerli olmak üzere; üretim yeri ve depo adresleri,

-Sınır ötesi e-ticaret faaliyetinde bulunan hizmet sağlayıcılar için geçerli olmak üzere; yurt dışında e-ticaret faaliyetinde bulunduğu aracı hizmet sağlayıcının internet alan adı

ETBİS kapsamında bildirime tabidir.

 

Tebliğ’in 6/4. maddesine göre ödeme ve elektronik para kuruluşları, bankalar, Bankalararası Kart Merkezi A.Ş., kargo ve lojistik işletmecileri, e-ticaret altyapı sağlayıcıları ve aracı hizmet sağlayıcılar; internet üzerinden yapılan sözleşme ve verilen siparişlere ilişkin anonim hale getirilmiş istatistiki bilgileri aylık periyotlar halinde Bakanlığa bildirmekle yükümlüdür.

 

Bildirim süresi nedir?

 

Sınır ötesi e-ticaret faaliyetinde bulunulması halinde ülke ve ödeme yöntemi bazında yıllık ticaret hacmi dışındaki tüm hususlar; ETBİS’e kayıt tarihini takiben 30 gün içinde ETBİS sistemi üzerinden bildirilmek zorundadır. Sınır ötesi e-ticaret faaliyetinde bulunulması halinde ülke ve ödeme yöntemi bazında yıllık ticaret hacmine ilişkin bilgilendirme ise her yıl Mart ayı sonuna kadar yapılmak zorundadır.

 

Yukarıda ETBİS kapsamında bildirime konu her bir hususa ilişkin meydana gelen değişiklikler de değişiklik tarihini izleyen 30 gün içinde ETBİS üzerinden güncellenmek zorundadır.

 

Tebliğ’in 6/4’üncü maddesine göre yapılacak bildirimler için son gün: bildirime konu ayı takip eden ayın son günüdür.

 

Bildirim nasıl yapılır?

 

Tebliğ’de bildirimin e-Devlet üzerinden yapılacağı öngörülmüştür.

 

Eleştiriler

 

Kanımızca Tebliğ, zaten üzerlerinde birçok bürokratik yükümlülük bulunan e-ticaret şirketlerini daha da hukuki ve idari anlamda zor duruma düşürücü niteliktedir. Zira zaten e-ticaretin aktörleri olan hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcılara ilişkin yürürlükte bulunan birçok mevzuat bulunmaktadır.[4] Bizzat 26.08.2015 tarihli R.G.’de yayımlanan Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik zaten hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların yükümlülüklerini normlar hiyerarşisine uygun biçimde düzenlemektedir. Bu Yönetmelik dahi, e-ticaretin doğasına aykırı sert yükümlülükler ve yaptırımlar içerdiği için eleştirilmekteyken, normlar hiyerarşisine de aykırı olarak Bakanlık Tebliği ile e-ticaret şirketlerinin yeni bir yükümlülük altına sokulması kanımızca e-ticareti geliştirmekten ziyade, mevcut şirketlerin de idari yükümlülükler sebebiyle fiziki mağazacılığa dönmesine yol açacak niteliktedir.

 

Tebliğ’e bakıldığında esasen nihai tüketiciler için koruyucu olarak addedilebilecek herhangi bir hüküm bulunmadığı gözlemlenmektedir. Zaten nihai tüketiciyi koruyucu hükümler hem E-Ticaret Kanunu’nda hem de Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik’te belirlenmişti.

 

Nitekim Tebliğ’de esas amaçlananın yurt dışındaki e-ticaret faaliyetlerinden vergi alımı için bir ön adım olduğu hem tebliğ hükümlerinden hem de geçtiğimiz aylarda Maliye Bakanı tarafından yapılan açıklamadan[5] tespit edilebilmektedir. Zira Tebliğ’deki 5/1(c) ile Türkiye’de mukim ancak yurtdışındaki bir aracı hizmet sağlayıcı platformunda hizmet sağlayıcılık faaliyeti yapan kişinin ETBİS’e kayıt olması zorunlu hale getirilmiştir. Örneğin; www.aliexpress.com e-ticaret şirketi Çin’de mukim olmasına rağmen, Aliexpress platformu üzerinden hizmet sağlayıcılık yapan “XY Çantacılık” isimli İstanbul’da kurulu şirket ETBİS sistemine kayda tabi tutulmuştur. Bu yükümlülüğe paralel olarak Tebliğ’in 6/1-(i) bendi ile 6/2’nci maddesi uyarınca bu şirketin ödeme sistemi bazında yıllık cirosunu da ETBİS sitemine bildirmesi ve ayrıca aracı hizmet sağlayıcının internet alan adını da bildirmesi zorunlu tutulmuştur. Yani örnekten devam edersek; “XY Çantacılık” www.aliexpress.com alan adından hizmet sağlayıcılık yaptığını, mail order ödeme sistemiyle yıllık 10000$, sanal pos ödeme sistemiyle yıllık 50000$ ciro yaptığını ETBİS sistemine kaydetmek zorundadır. Şüphesiz ki, vergi kanunlarıyla yapılması gereken bu nitelikteki bildirim yükümlülüğünün bir Bakanlık Tebliği ile gerçekleştirilmesi Anayasa’ya ve normlar hiyerarşisine aykırıdır.

 

Bunun dışında Tebliğ’de dikkat çeken ve eleştirilmesi gereken bir diğer düzenleme de 6/3’üncü maddedir. Burada e-ticareti işleten birçok süjeye(aracı hizmet sağlayıcı, kargo firması, ödeme kuruluşu vs.) aylık olarak yapılan e-ticaret işlemlerinin Bakanlığa raporlanması yükümlülüğü getirilmiştir. Zaten günde yüzlerce sipariş alıp siparişleri yöneten, birçok tüketici şikayetiyle uğraşan e-ticaret şirketlerine bu yükümlülüğün bindireceği bürokratik yükler; Türkiye’yi e-ticaret anlamında yatırımcı için çekici değil, aksine itici bir sert regülasyon ülkesi haline getirecektir. Kaldı ki Tebliğ’in 6/3’üncü maddesiyle devlet, “benim mükellefim bildirimde bulunmuyor.” şeklindeki vergisel sorununu tevilli yoldan ikrar etmektedir. Bu sorunun çözümü olarak ise hizmet sağlayıcıların vergisel yükümlülükleri hafifleterek e-ticareti yabancı yatırımcıya cazip hale getirmek yerine; Tebliğ ile kargo şirketlerini, ödeme kuruluşlarını, aracı hizmet sağlayıcıları “hizmet sağlayıcı adına beyanname vermek” için görevlendirdiği düşünülmektedir.

 

Esasen tebliğ incelendiğinde, e-ticaretin düzenlenmesinin veya nihai tüketicinin korunmasının değil; “hangi e-tacir hangi portaldan ne kadar ürün satmış, buna istinaden yıllık cirosu ne kadar” sorusunun cevabının kesin biçimde elde edilmesinin amaçlandığı tespit edilmektedir. Bu doğrultuda ise haziran ayı içerisinde gündemde de çok yoğun tartışmalara sebep olduğu üzere, asıl amacın vergisel yükümlülükleri artırmak olduğu belliyken, zaten e-ticaretin doğasına aykırı birçok yükümlülüğü bulunan hizmet ve aracı hizmet sağlayıcıları daha da büyük yükümlülük altına sokmak kanımızca e-ticaretin gelişmesi, yabancı-yerli yatırıcının e-ticaret sahasına yönelmesi için bir engel daha teşkil etmektedir. Bunun yanında fiziki mağazacılık sektöründe geçerliliği bulunmayan sert regülasyonların e-ticaret sektörüne uygulanmak istediği tebliğ’den bir kez daha anlaşılmaktadır. Halbuki pozitif ayrımcılık yapılması gereken e-ticaret’e, fiziki mağazacılık lehine negatif ayrımcılık yapılarak eşitsiz, gayri adil piyasa koşulu yaratılmaktadır.

 

Fiziki mağaza işleten tacir ve/veya esnaflar hiçbir şekilde kendilerine has aydınlatma yükümlülüğü, kayıt yükümlülüğü, teslimat süre sınırı, cayma hakkı ve sair yükümlülüklere tabi tutulmazken, sanal mağaza işleten tacir ve/veya esnafların bu yükümlülüğe tabi tutulması e-ticaret sektörünün cazibesini zamanla yok edecektir.

 

Ağustos 2017

Av. Arda Altınok

Taygün & Özmestik Hukuk Bürosu

[1] Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişilerdir.

[2] Başkalarına ait iktisadî ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ya da tüzel kişilerdir.

[3] Hizmet sağlayıcı veya aracı hizmet sağlayıcıların elektronik ticaret yapmasına imkan sağlayan altyapı ve yazılım hizmetini sunan kişiler.

[4] Tüketici Kanunu, Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik, Ticari Elektronik İleti Yönetmeliği vs.

[5] http://www.hurriyet.com.tr/kusura-bakma-stopaji-alirim-40486716